Öğr. Gör. (Uyg. Bil.)
Ali
TOKATLI

Başlama Tarihi : 15.11.2023
Bitiş Tarihi :
Proje Konusu :
Proje Konum : Yürütücü
Proje Türü : -Tübitak 1002
Güncelleme Tarihi : 2024-03-25 11:49:39

Başlama Tarihi : 08.08.2023
Bitiş Tarihi :
Proje Konusu :
Proje Konum : Araştırmacı
Proje Türü : Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Güncelleme Tarihi : 2024-03-26 12:14:52

Başlama Tarihi : 14.06.2023
Bitiş Tarihi :
Proje Konusu : Ağır metaller doğada doğal olarak yer kabuğunda, havada, suda, toprakta ve biyolojik maddelerde bulunsa da yayılımı beşeri faaliyetlerle devam etmekte ve sürekli artmaktadır. Sulara giriş yapan ağır metallerin kaynakları çimento üretimi, madencilik, izabe ocakları, termik santraller, dökümhaneler ve trafik gibi unsurlarla olmaktadır (Langston, 1990; Elbeshti ve ark., 2018). Bunun yanı sıra erozyon ve volkanik aktiviteler gibi doğal olaylar sonucunda da yayılabilmektedirler (Fergusson, 1990; Elbeshti ve ark., 2018). Kirleticiler arasında önemli bir yere sahip olan ağır metaller doğal olarak bulunduklarından normal şartlar altında canlılar tarafından tolere edilebilir. Ancak günümüzde birçok alanda kullanıldıklarından miktarı normal dozların üzerine çıkmaktadır (Elderwish, 2019). Bu artan ağır metal birikimi sonucu bitki ve hayvan türleri zarar görmekte ve buna bağlı olarak insanlar da ağır metallere maruz kalmaktadır. Bu maruziyet sonucunda da kanser riski artmaktadır. Hemen hemen tüm ağır metaller karsinojen toksik maddelerdir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı tarafından arsenik, kadmiyum, krom ve nikel grup 1 kanserojen olarak sınıflandırılmaktadır (Turgut ve Kara, 2016). İnsan sağlığı için oldukça önemli olan ağır metal kontaminasyonlarının giderilmesi için mikroorganizmaların kullanılması son yıllarda gelişen bir tekniktir. Diğer kontaminasyon giderme yöntemlerine göre daha ucuz ve çevre dostudur. Karadeniz, Atlantik Okyanusu ile sınırlı bağlantısı olan ve farklı ülkelerden buraya akan çok sayıda su havzasına sahip özel bir çalışma alanıdır. 1960'larda endüstrinin gelişmesinden bu yana, kirlilik yerli türlerin gelişimi etkilemekte ve muhtemelen bu denizin çeşitli bölgelerinde mikrobiyal yapıyı ve popülasyonu da etkilemektedir (Lorena ve ark., 2022). Akarsu ağızlarının bir kısmı akarsuların taşıdığı kirleticileri biriktirerek, başta madencilik faaliyetleri, çeşitli evsel ve tarımsal atıklar olmak üzere petrol endüstrisinden kaynaklanan ağır metal v...
Proje Konum : Araştırmacı
Proje Türü : Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Güncelleme Tarihi : 2024-03-26 12:15:07

Başlama Tarihi : 14.06.2023
Bitiş Tarihi :
Proje Konusu : Actinobacteria filumu, toprakta bol miktarda bulunmakla birlikte, çeşitli özel ve ekstrem habitatlarda bulunabilen yüksek G+C içeriğine sahip Gram-pozitif bakteri grubunun bir çeşidini oluşturmaktadırlar. Aktinobakteriler, dünyanın her yerinde insanların sağlığına ve esenliğine önemli katkılarda bulunmuştur (Demain ve Sanchez, 2009). Bununla birlikte, yeni hastalıkların ve patojenlerin artan şekilde ortaya çıkması ve son yıllarda antibiyotik direnci sorusu, ilaç keşfi için biyolojik olarak aktif yeni bileşiklerin bulunmasına olan ilginin yeniden canlanmasına neden olmuştur (Tiwari ve Gupta, 2012). Bu bağlamda, aktinobakteriler enzimler, antibiyotikler, antitümör ve bağışıklık düzenleyici ajanlar gibi yapısal olarak çeşitli biyoaktif doğal ürünler ürettiği için ilgi odağı olmaktadırlar. Ayrıca, 2015 yılında Prof. William C. Campbell ve Satoshi Omura'nın Avermectin'i keşfettikleri için Nobel Tıp Ödülü'nü kazanmasıyla, aktinobakterilerden yeni antibiyotiklerin keşfinin yeni bir altın çağa girmesi beklenmektedir (Qin ve ark., 2016). Aktionobakterilerin yalnızca normal çevrelerde değil, aynı zamanda asidik/alkali pH, düşük veya yüksek sıcaklıklar, tuzluluk, yüksek radyasyon, düşük seviyelerde mevcut nem ve besinler ile karakterize edilen aşırı ekstrem çevrelerde de geliştiği bilinmektedir (Zenova ve ark., 2011). Ekstremofilik/ekstremotolerant aktinobakterilerin çeşitli fizyolojisi ve metabolik esnekliği elverişsiz koşullar altında hayatta kalmalarını sağlamaktadır. Ekstremofilik aktinobakteriler, antibiosis, farklı metabolik modlar (yani ototrofi ve heterotrofi) arasında geçiş yapma ve elverişsiz çevre koşullarında (yüksek sıcaklık, alkalin ve salin) hayatta kalmak için spesifik enzimlerin üretimi gibi çeşitli adaptif stratejiler sergilemektedirler (Shivlata ve Satyanarayana, 2015). Aktinobakterilerin soda göllerinde, tuzlu alkali göllerde ve alkali toprakta geliştiği uzun zamandır bilinmektedir. Oluşumları nötr ortamlarda da gözlem...
Proje Konum : Araştırmacı
Proje Türü : Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Güncelleme Tarihi : 2024-03-26 12:15:02

Başlama Tarihi : 08.04.2022
Bitiş Tarihi :
Proje Konusu :
Proje Konum : Araştırmacı
Proje Türü : Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Güncelleme Tarihi : 2024-10-01 14:33:28